6 Haziran 2011 Pazartesi

Sonuçta seni kaybedeceksem, kazanmamın ne önemi var?

    Seni ister bu yürek. hep ister.. ister durur imkansızlığını bile bile. engel olabilir misin? hadi durma yap o zaman!! yap da kurtar beni bu azaptan...


       pembe bir düş kurdum kendime. sadece sen ve ben. mutluyum dünyamda. bazen bana kızarsın, bazen çeker kapıyı gidersin ama her defasında hep gelir, sarılırsın sımsıkı bana.. tatlı didişmeler, şeker tadında kavgalar, kahkahalarla dolu sohbetler... sonu iyi yada kötü fark etmez benim için, dedim ya içinde sadece sen varsın. varlığınla her sabah güneşim, her gece ayı'm, yıldızım olursun hayatımı aydınlatan. bazen, bazı anlarda gökkuşağımsın benim. böle renk renk, içimi huzur ve mutlulukla dolduran.... sen susup maç izlemek istersin, ben seninle onu bunu çekiştirmek. kumanda kavgası yaparız dakikalarca. ben en acıklı bir dizi bulup onu izlemek isterim, sen de siyasetin damarından, tartışmanın bol olduğu bir program.. bazen buhranlı anımda olurum. saçma sapan şeylere trip atar, mız mızlanırım sana karşı. oflarsın, puflarsın, hatta dozumu fazla kaçırmışsam kızarsın bile. ama o an bile sevmekten vazgeçmezsin beni, benim seni sevmekten vazgeçmediğim gibi....


       ama dedim ya; benim ki sadece toz pembe tadında bir masal.. asla yaşanılmayacak ve sadece benim hafızamda kalacak bir düş..çünkü biliyorum ben seni kazanırsam bir gün,evet; masalım gerçek olacak. hatta düşlerimden daha fazla seveceğiz birbirimizi, hayallerimden daha güzel olacak belki de.. ama bir gün karanlık bizim üzerimize de çökecek mutlaka.. sonra sen benden kopacaksın. yıllarca sağlamlaştırmak için didindiğimiz o bağ; bir gün bir bıçak tarafından, bir anda kesilecek.. ve sen ben olmaktan vazgeçeceksin..


           sonu böyle olacaksa eğer; sonuçta seni kaybedeceksem, kazanmamın ne önemi var?


   benim masalım da, benim düşüm ol, daha iyi.............!!!
       

1 yorum:

  1. Eğer ki masal gerçek olmayacaksa ve sadece kulaktan kulağa dolaşmak içinse, ve sana ilham bile vermesi senin korkularına hitap ediyorsa onun ismini masal koyman onun kâbusun olduğu gerçeğini değiştirmez.

    Şu dünyada herkes tektir. Tek gelmiştir ve tek gidecektir. Ailen bile bir yere kadar seninledir bu gerçeğin farkında değilsen de var.

    İşin en trajik tarafıysa, kabusa çevirdiğin mesalın aslında hayatın olması. Yani yaşamaktan korkuyorsun hayatı.

    Herşey biter, tamam kabul. Ama yaşadıktan sonra bitmesi gerekiyorsa biter. Yaşanmışlıklarla örülmüş duvarlardan sonra biter. Ki duvarın öteki yanındakiyle bağın kopması ondan bi-haber oldugun gerçekliğini yüzüne vurdugunda çoktan "o" olmadıgı pankartlarıyla yüz yüze gelirsin istiklâlin bile ortasında olsan.

    Özetle, hayat deponun bozuk musluğundan akan su misali...

    Sen o bardağı koyup içsen de bitecek, içmesen de. Ama ordan akana inat susuzluktan şikayet etmek

    işte bu kendine yaptıgın en büyük iki yüzlülük.


    p.s. : Geçiyordum uğradım. Çay güzeldi biraz fazla kaldım.

    YanıtlaSil