9 Haziran 2011 Perşembe

bekle ki, beklenen şey senin olsun!!

    buram buram aşk kokan cümlelerden sonra gelelim gerçek yüzümü göstermeye... amacım önce yüzünüzde tatlı bir gülümseme, kalbinizde sıcak bir yer edinmekti (ki umuyorum başardım da :) ) şimdi; içimdeki tatlı cadıyı çıkarma zamanı. aslında ben biraz daha saklayacaktım ama bir arkadaşım (o kendini biliyor ) o kadar çok ısrar etti ki dayanamadım. tamam. tamam. kabul. sizde inanmadınız buna. okuduktan sonra direk '' aga çok duygusal ve romantiksin '' dedi. denir mi sizce de? denmez dediğinizi duyar gibiyim. hatta '' ne anlar o, kesin erkektir, kalıbında var onların odunluk '' diyorsunuz. haklısınız da ama odunluk kısmı sizce de ağır olmadı mı? o kadar da yargılamayalım diyorum. ama tabi sizin kararınız. kaleminiz benim ama fikirlerimin teması sizlersiniz.  eğer yazımı buraya kadar okuduysa o meşhur  arkadaşım, ki şüpheliyim o kadar laftan sonra :)  devamını da okuyacaktır...


        bu aralar kalbi pır pır edenler varmış aramızda. bir de onlar için alalım kalemi elimize.. aşk güzel duygu, hele de ilk evresinde. kaçamak bakışmalar, tatlı sırıtışlar, mide de bitmek bilmeyen sancılı kramplar, kalp de güm güm güm gümm diye sesler... bunların hepsi güzel, hoş da adım atmaları ne olacak?. kızlar hep erkeklerden bekler ilk adımı. erkeklerde genelde emin olamaz ve en yakın kız arkadaşlarından haber vermelerini isterler. yani olan en yakın kız arkadaşlara olur. (ben gibi)  her fırsatta '' ben çok hoşlanıyorumm yaa, ne yapsam ki, sence benden hoşlanıyor mudur?, resmini göstermiş miydim daha önce sana?'' gibi sözler. ah biz gariplerimizde her lafa bir cevap verip mutlu etmek isteriz onları. ama bir yere kadar!! bak saat kaç oldu. sırf o arkadaşım yüzünden bunları yazıyorum şimdi. bana da yazık dimi ?


        olsun be değer!! bu kadar isyandan sonra bile, eğer benim arkadaşım aradığı aşkı bulup, mutlu olacaksa değer tabi ki.. ama gene de kendi içinde hissetmeli insan o doğru anı. ya da ben buna inanıyorum. eğer içinde aşk varsa, öyle bir an gelir ki hissedersin. alırsın sırtına aşkı, önüne de sevgilini.. kim tutar daha seni?? işte o an gelene kadar yapılması gereken tek şey sabırla beklemektir. bekle ki, beklenen şey senin olsun....
            
     beklediklerinizin, beklemeye değmesi dileği ile........................................ 
        

6 Haziran 2011 Pazartesi

Sonuçta seni kaybedeceksem, kazanmamın ne önemi var?

    Seni ister bu yürek. hep ister.. ister durur imkansızlığını bile bile. engel olabilir misin? hadi durma yap o zaman!! yap da kurtar beni bu azaptan...


       pembe bir düş kurdum kendime. sadece sen ve ben. mutluyum dünyamda. bazen bana kızarsın, bazen çeker kapıyı gidersin ama her defasında hep gelir, sarılırsın sımsıkı bana.. tatlı didişmeler, şeker tadında kavgalar, kahkahalarla dolu sohbetler... sonu iyi yada kötü fark etmez benim için, dedim ya içinde sadece sen varsın. varlığınla her sabah güneşim, her gece ayı'm, yıldızım olursun hayatımı aydınlatan. bazen, bazı anlarda gökkuşağımsın benim. böle renk renk, içimi huzur ve mutlulukla dolduran.... sen susup maç izlemek istersin, ben seninle onu bunu çekiştirmek. kumanda kavgası yaparız dakikalarca. ben en acıklı bir dizi bulup onu izlemek isterim, sen de siyasetin damarından, tartışmanın bol olduğu bir program.. bazen buhranlı anımda olurum. saçma sapan şeylere trip atar, mız mızlanırım sana karşı. oflarsın, puflarsın, hatta dozumu fazla kaçırmışsam kızarsın bile. ama o an bile sevmekten vazgeçmezsin beni, benim seni sevmekten vazgeçmediğim gibi....


       ama dedim ya; benim ki sadece toz pembe tadında bir masal.. asla yaşanılmayacak ve sadece benim hafızamda kalacak bir düş..çünkü biliyorum ben seni kazanırsam bir gün,evet; masalım gerçek olacak. hatta düşlerimden daha fazla seveceğiz birbirimizi, hayallerimden daha güzel olacak belki de.. ama bir gün karanlık bizim üzerimize de çökecek mutlaka.. sonra sen benden kopacaksın. yıllarca sağlamlaştırmak için didindiğimiz o bağ; bir gün bir bıçak tarafından, bir anda kesilecek.. ve sen ben olmaktan vazgeçeceksin..


           sonu böyle olacaksa eğer; sonuçta seni kaybedeceksem, kazanmamın ne önemi var?


   benim masalım da, benim düşüm ol, daha iyi.............!!!
       

2 Haziran 2011 Perşembe

Sen hiç aşık olmak istedin mi?

       Birine karşılıksız sevgini vermek.... O seni kalbinde yaşatmasa bile, onu sevmekten hiç vazgeçmemek.. 

           Gözlerine baktığında okyanusları, rengarek çiçekleri, uçsuz bucaksız ormanları görmek istedin mi? Hayatını onun içten bir gülümsemesi için feda edebilir misin? Hiç bir çıkar beklemeden sevinçlerine, hüzünlerine ortak olabilir misin? Sevdiği adam veya kadın olamasan bile, sığınacağı liman olmaya alışabilir misin? Onun seni sevmesini beklemeden kalbinde yaşatabilir misin? Güne onun ismini fısıldayarak başlayıp, gece onun adına dualar edip uykulara dalabilir misin? Her şarkıda ondan bir parça bulabilir misin? İzledin her filmdeki aşıkların yerine kendini ve onu koyup hayaller kurabilir misin? Onun sevdiği şeyleri yaşam tarzın haline getirebilir misin? Korkularını aşmasında, engelleri ortadan kaldırmasında yardımcı olabilir misin? 

             Sana bunun gibi binlerce sorular sorabilirim ve hepsine koca bir ''EVET'' diyeceğini biliyorum. Peki bunu gerçekten yapabilir misin? Birine bütün fedakarlıklarını verip, kalbindeki bütün aşkı ,sevgiyi, merhameti, iyiliği, özveriyi, her şeyi ona adayabilir misin? 
                             İyi düşün !!..................

        Eğer cevabın bana inat genede  ''Evet'' ise; o zaman; o çok nadir bulunan insanlardan bir tanesi de sensin demektir. Şu hayatta gerçek sevginin,  aşkın ne demek olduğunu kalbinde hisseden, şanslı insanlardan birisin. Sana sunulan bu hediye, insanların isteyip de ulaşamadıkları kadar değerli! 

                                          Umudun Aşk'ın olsn, Aşk'ın ise sonsuz olsun...............